Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, yeni bir siyaset anlayışını hayata geçirmek için aday olduğunu; Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Kıbrıs sorununda sonuç alıcı müzakereler için aktif diplomasi yürütmeyi taahhüt ettiğini söyledi.
Özersay, Kıbrıs sorununda asıl aktörün Kıbrıs Türk tarafı olduğunu daha görünür hale getirmek gerektiğini belirtti.
Türkiye’yle ilişkilerin şu anda sağlıklı bir zemine oturduğu kanaati taşımadığını belirten Kudret Özersay, “Biz işimizi iyi yapıp, konuya hakim olup, öneri hazırladıkça, Türkiye’den hiçbir engelle karşılaşmayız. Türkiye bizim stratejik ortağımız ve müttefikimizdir” dedi.
Nisan 2015’te yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçiminde bağımsız adaylığını açıklayan eski müzakereci Kudret Özersay, bugün Lefkoşa Merit Hotel’de düzenlediği basın toplantısıyla vizyon, amaç ve hedeflerini anlattı; gazetecilerin sorularını yanıtladı.
“TOPLUMSAL ÖZGÜVENİ YENİDEN SAĞLAYABİLECEĞİME İNANIYORUM”
Kudret Özersay, adaylık gerekçelerini açıklarken “ülkenin ihtiyacı olan siyasi liderliği sahip olduğu birikimle gösterebileceğine ve son zamanlarda iyice yitirilen toplumsal özgüveni yeniden kazanmayı sağlayabileceğine inandığını” ifade etti.
Özersay, 12 yıllık tecrübesi sırasında şimdiye dek görev yapmış her üç Cumhurbaşkanı’yla birlikte çalıştığını; dört Kıbrıslı Rum liderle, iki BM Genel Sekreteri’yle müzakere masasında bulunduğunu; New York, Greentree ve Cenevre’deki üçlü zirvelere katıldığını ve yarım asırdan sonra ilk kez Atina’daki temaslarda Kıbrıs Türk tarafını temsil ettiğini hatırlattı.
Özersay, diplomasi ve hukuk alanındaki tecrübesine işaret ederek bunları Cumhurbaşkanlığı görevinde çok daha etkili ve sonuç alıcı şekilde kullanabileceğine inanç belirtti; temiz toplum, temiz siyaset ve halkın iradesine dayalı bir gelecek hedefini Cumhurbaşkanı’nın sahip olduğu anayasal ve yasal yetkilerle çok daha etkili hayata geçirebileceğine inandığını söyledi.
“YENİ BİR SİYASET ANLAYIŞINI HAYATA GEÇİRMEK İÇİN ADAYIM”
Kudret Özersay, “Özetle bunca yıldır bu toplumun vermiş olduğu mücadeleye yakışan ve hem uluslararası alanda, hem de içeride saygınlığı olan bir yapının ortaya çıkabilmesinin yolunu açmak, bunu yapacak yeni bir siyaset anlayışını hayata geçirmek için aday oldum” dedi.
“YÜZ YA DA İSİM DEĞİŞİKLİĞİ DEĞİL, GERÇEK DEĞİŞİM”
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, Toparlanıyoruz Hareketi’nce hazırlanan ve imzaladığı Toplum Sözleşmesi’nin kendisi için halen bağlayıcı olduğunu ifade etti.
Ülkede, artık sadece bir yüz ya da isim değişikliğine değil, gerçek anlamda bir değişime, yeni bir siyaset anlayışına ihtiyaç olduğunu belirten Özersay, “Bu ülkenin tüm vatandaşlarını uluslararası alanda hak ettiği şekilde temsil etmeye ve onlara gerçek anlamda bağımsız ve tarafsız bir Cumhurbaşkanı olarak yeni bir siyaset anlayışı ile hizmet vermeye adayım. Görevimi yerine getirirken kişisel, ailesel, zümresel ya da partisel değil toplumsal yararı, ülkenin yararını dikkate alacağım” diye konuştu.
Özersay, Cumhurbaşkanı’nın müzakereler yanında uluslararası temsiliyet konusunda da yetki ve sorumlulukları bulunduğunu kaydederek, bugüne dek olması gerektiği gibi kullanılmamasının bu yetkilerin olmadığı anlamına gelmediğini belirtti.
“BAŞARI İHTİMALİ YÜZDE BİR DAHİ OLSA AMAÇ UĞRAŞMAYA DEĞER”
Kıbrıs sorununu çözme çabaları ve müzakere süreci konusunda Kıbrıs Türk tarafının hazırladığı yaratıcı ve yapıcı önerilerle beslenen aktif bir diplomasi yürüteceğini söyleyen Özersay, “Bu çabaların başarıya ulaşma ihtimali yüzde bir dahi olsa, amaç uğraşmaya değerdir. Ve bunu en iyi biçimde yapacak olan, işin ehli ve konunun uzmanı bir Cumhurbaşkanıdır. Kıbrıs Türk halkının yararı bunu gerektirmektedir. Kıbrıs müzakerelerindeki 12 yıllık tecrübemle ben, bunu yapmaya adayım” diye konuştu.
Kudret Özersay, “nasıl olursa olsun müzakere masası kurulsun” demenin yanlış olduğunu kaydederek, sonuç alıcı müzakereler için aktif diplomasi yürütmek gerektiğini, bunun da ucu açık olmayan bir takvimle yapılabileceğini söyledi.
Kıbrıs sorununun çözümüne dönük müzakerelerde Kıbrıs Türk tarafının hiç bir eşikte devre dışı kalmasına fırsat vermeyeceği, kendi önerilerini kendisinin geliştireceği ve bu yolla kendi geleceğine sahip çıkacağı bir yaklaşım ortaya koyacağını ifade eden Özersay, kapsamlı çözüm beklenmeden her iki tarafın da kazanabileceğini yaşayarak görmesi için su, elektrik, turizm, ticaret, sivil havacılık, çevre ve insani konularda işbirliği için uluslararası toplumun da destekleyeceği somut öneriler ortaya koyacağını anlattı.
Özersay, Türkiye ile ilişkilerin muğlak olmayan bir zemine oturtulması gerektiğini vurgulayarak, bunun Kıbrıs Türk tarafının uluslararası alanda görünürlüğü için de gerektiğini belirtti.
TÜRKİYE İLE SAVUNMA ANLAŞMASI
Garanti Antlaşması’na halel getirmeksizin Türkiye ile bir savunma anlaşması imzalanması için müzakere yürütme niyetinde olduğunu dile getiren Kudret Özersay, böylece Anayasa’daki geçici 10. maddenin de kaldırılmasının mümkün olacağını söyledi.
Özersay şöyle devam etti:
“Türkiye ile şu anda çok da sağlıklı olmayan ilişkilerimizin düzeltilmesinde, bir başka ifadeyle normalleştirilmesinde, iki taraf arasında yapılacak çeşitli antlaşmalar en iyi yöntem olarak akla gelmektedir. Bugüne değin sadece ekonomik ilişkilerimizi kağıda döküp, karşılıklı sorumlulukları netleştirmemize rağmen, siyasi ve diğer alanlarda bunu yapmaktan kaçınarak ilişkileri muğlak bir zeminde bıraktık. Türkiye ile ilişkilerin ekonomi dışındaki konularda da muğlaklıktan kurtarılması lazımdır. Örneğin siyasi konuları içerecek şekilde bir nevi iyi komşuluk antlaşması yapılmasında yarar görüyorum. Tarafların bir birilerinin egemenliğine saygı duyacakları ve iç işlerine karışma anlamına gelecek davranışlardan kaçınacakları yönünde karşılıklı taahhüt altına girmeleri, bunun başka bazı devletlerin arasında olduğu gibi çağdaş antlaşmalarla düzenlenmesi yararlı olacaktır.”
Kudret Özersay, doğal gaz konusunda 2011 yılında Kıbrıs Türk tarafının ortaya koyduğu öneriyi geliştiren isimlerden biri olduğunu hatırlatarak, bugün de yeni ve ilave bazı düşünceler geliştirmek gerektiği görüşünü ifade etti.
“ASIL AKTÖRÜN KIBRIS TÜRK TARAFI OLDUĞU DAHA GÖRÜNÜR HALE GETİRİLMELİ”
“Her şeyden önce, bugün yapılmakta olanın aksine, bu konularda asıl aktörün Kıbrıs Türk tarafı olduğunun çok daha görünür bir hale getirilmesi gerekmektedir” diyen Özersay, “konunun adeta Türkiye’ye havale edilmiş olmasının hem Türkiye, hem de Kıbrıs Türk tarafı açısından sıkıntılı bir durum ve görüntü yarattığını” söyledi.
Özersay, doğal gaz konusunda faaliyet gösteren yabancı şirketlerle Kıbrıs Türk tarafının görüşmeler yapmak için girişimde bulunması gerektiğini belirtti.
Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetiminde açılması için girişimde bulunacağını söyleyen Kudret Özersay, “Bu alanın yönetimi KKTC’de kalacak, taşınmaz mallar ise Evkaf İdaresi’nin haklarına halel gelmeyecek şekilde eski mal sahiplerine belirli şartlarla iade edilebilecektir” dedi.
Özersay, Kıbrıs Türk halkının dış ilişkilerinin Kıbrıs müzakerelerinden ve şimdiki dar kapsamından ibaret olmaması gerektiğini, jeopolitik konum ve değişen dünya konjonktürünün, sürekli yeni stratejiler geliştirmesini gerekli kıldığını belirterek, Kıbrıs Türk üreticisine yeni pazarlar açılması için yabancı diplomatlarla görüşüp, hükümete yardımcı olacağını söyledi.
İÇ SORUNLAR… “VATANDAŞIN GÜVENİ SARSILIYOR”
Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, basın toplantısında iç sorunların çözümü konusundaki görüşlerini de dile getirdi.
“Bugün, esasen adam kayırmacılık ve partizanlık nedeniyle, devlet kurumları adil hizmet veremez duruma gelmiş ve vatandaşın devlete olan güveni ciddi şekilde sarsılmaya başlamıştır” diyen Özersay, Kıbrıs sorununun çözümü için kurumların çok iyi duruma getirilmesi gerektiğini vurguladı.
Adam kayırmacılık ve partizanlığa son vermek için hükümet yanında Cumhurbaşkanı’nın da yapabileceği çok önemli şeyler bulunduğunu belirten Özersay, Cumhurbaşkanı seçilmesi halinde Anayasa ve yasaların verdiği yetkiyle halkın iradesine dayalı bir gelecek yaratılması için somut adımlar atacağını kaydetti.
“İLK İCRAATIM, CUMHURBAŞKANLIĞI BÜTÇESİNİ DENETİME AÇMAK”
Özersay, ilk icraatının Cumhurbaşkanlığı bütçesini, örtülü ödenek de dahil olmak üzere, şeffaf şekilde kullanmak ve denetime açmak olacağını söyledi.
Cumhurbaşkanı’nın Kamu Hizmeti Komisyonu başkan ve üyelerinin yanı sıra Ombudsmanı atama ve üçlü kararnamelere imza atma yetkisi olduğuna işaret eden Özersay, partizanlıkla mücadele edeceğini söyledi. Özersay, Cumhurbaşkanı’nın ayrıca Bakanlar Kurulu’nu ve Meclis’i toplantıya çağırma yetkisi bulunduğunu hatırlattı.
Özersay, Türkiye’den gelecek suyun yönetimi konusunda siyasi liderlik gösterip, Meclis’te alınacak kararlar çerçevesinde, gerekirse Türkiye yetkilileriyle müzakere edeceğini kaydetti.
Karpaz ve Güzelyurt gibi özel düzenleme ihtiyacı duyulan bölgeler konusunda Meclis’i olağanüstü toplantıya çağıracağını belirten Kudret Özersay, bu bölgelerde yaşayanların umudunun giderek öldüğünü dikkat çekti.
YÖDAK’ın olması gerektiği gibi çalışması ve yargıda yaşanan sıkıntıların aşılması için inisiyatif üstleneceğini; yolsuzlukla mücadele için Başsavcı ve Polis Genel Müdürü’yle yakın çalışma yürüteceğini; yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türklerin sorunlarını Meclis ve Bakanlar Kurulu’nun gündemine taşıyacağını söyleyen Özersay, Meclis’in yılda bir kez olsun yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler gündemiyle toplanması gerektiği görüşünü ifade etti.
Kudret Özersay, şeffaf, denetlenebilir ve temiz siyasetin gereği olarak seçilip göreve gelmeyi beklemeksizin, önümüzdeki günlerde gerek kendisine, gerekse eşine ait taşınır ve taşınmaz mallar ile gelirleri ve bunların kaynaklarını, borçlarını ve sebeplerini kamuoyuna açıklayacağını söyledi.
Özersay, seçim sürecindeki harcamaları şeffaf ve denetlenebilir bir yöntemle toplayacakları bağışlarla karşılayacaklarını da bildirdi.
DİĞER ADAYLARA ÇAĞRI
Tüm bunları yapabilecek enerjiyi taşıdığını ve tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağını belirten Özersay, diğer Cumhurbaşkanı adaylarını da halka neler vaat ettiklerini anlatmaları için bir televizyon programında veya toplantıda buluşmaya çağırdı.
Özersay, Cumhurbaşkanlığı için ihtiyaç duyulanın sadece yüz ve isim değişikliği değil, gerçek bir değişim olduğunu söyledi.
“KARARSIZLARIN ORANI YÜKSEK. SEÇİMİN SONUCU ÖNGÖRÜLEBİLİR DEĞİL”
Kudret Özersay, gazetecilerin sorularını da yanıtlayarak, şu ana dek açıklanan seçim anketlerine göre kararsızların oranının yüksek görüldüğünü, o yüzden seçimin sonucunun öngörülebilir olmadığını ifade etti.
Özersay, halkın, gerçek bir değişimin başlaması için Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemini gördüğünü belirtti.
“KENDİM GİBİ DAVRANARAK VE VATANDAŞLARA ULAŞARAK KAZANMAYI DÜŞÜNÜYORUM”
“Bu durumda seçmeni nasıl etkileyerek, seçimi kazanmayı düşündüğü” sorulan Özersay, “Seçimi kendim gibi davranarak ve vatandaşlara ulaşarak kazanmayı düşünüyorum” yanıtını verdi.
Bir başka soruyu yanıtlarken “gerçek anlamda bağımsız aday olmanın avantaj olduğunu” söyleyen Özersay, Toparlanıyoruz Hareketi’yle ilişkileri konusundaki soruyu da “Ben Toparlanıyoruz’un adayı değilim. Toparlanıyoruz’un da filan adayı destekliyorum demeyeceğini düşünüyorum. Siyasete ilişkin çok şey söylüyor ama sivil toplum örgütü olarak söylüyor. Kriterleri, nasıl bir Cumhurbaşkanı ihtiyacı olduğunu ortaya koyuyor” diye yanıtladı.
Özersay, şu anda Toparlanıyoruz Hareketi’nin sadece kurucu üyesi ve gönüllü üyesi olduğunu; yönetiminde yer almadığını ancak Toplum Sözleşmesi’nin arkasında olduğunu anlattı.
Doğal gaz konusunda uluslararası platformda diplomatik girişim yapılması gerektiği ve şu anda konunun bir nevi Türkiye’ye havale edilmiş görüntüsü bulunduğunu belirten Özersay, müzakere sürecinin de sonuç verebilecek şekilde tasarlanması gerektiğini vurguladı ve “nasıl olursa olsun müzakereler başlasın” yaklaşımının doğru olmadığı görüşünü yineledi.
Kudret Özersay, Rum tarafının “Türkiye Kıbrıs Cumhuriyeti’nin egemenliğini kabul etmeden müzakere masasına oturmam” demesini komik bulduğunu ifade ederek, “Rumların algısına göre zaten egemenlikleri ihlal ediliyordu. 5 ay önce farklı mıydı da masadaydılar?” diye sordu.
“KIBRIS TÜRK TARAFI, DOĞAL GAZLA İLGİLİ AKTÖR GİBİ GÖRÜNMÜYOR”
Bir başka soruyu yanıtlarken, Kıbrıs Türk tarafının doğal gazla ilgili pek aktör gibi görünmediğini belirten Özersay, kendisi müzakereci görevindeyken öneri hazırlayan, pişiren, gereğinde Türkiye’yi de ikna eden ve bunları müzakere masasında savunanın Kıbrıs Türk tarafı olduğunu ve misyonunun da bu olduğunu anlattı.
“TÜRKİYE İLE İLİŞKİLERİMİZİN SAĞLIKLI ZEMİNE OTURDUĞU KANAATİNDE DEĞİLİM”
Kudret Özersay, Türkiye’nin KKTC’nin stratejik ortağı ve müttefiki olduğunu vurgulayarak, “Şu anda Türkiye’yle ilişkilerimizin sağlıklı bir zemine oturduğu kanaatinde değilim” dedi.
“Sıkıntılı bir ilişki varsa sorumluluğu önce kendimizde aramalıyız” diyen Özersay, halkın özgüvenini kazanması için de kendine yakışır kurumlar yaratması gerektiğini söyledi.
Egemenliğin soyut bir kavram olduğunu, içinin iyi doldurulması gerektiğini belirten Kudret Özersay, “Biz işimizi iyi yapıp, konuya hakim olduğumuz ve öneri hazırladığımız sürece, Türkiye’den hiçbir engelle karşılaşmadığımızı söylemek isterim” ifadelerini kullandı.
Su projesi konusundaki soruyu yanıtlarken, bölgedeki diğer aktörlerin de dahil olacağı projeler yapmak gerektiğini kaydeden Kudret Özersay, Cumhurbaşkanlığı’nın örtülü ödeneğinin denetime tabi tutulması konusundaki söylemiyle ilgili soruya da “Örtülü ödenek gizli tutulabilir ama denetlenebilir. Sayıştay’ın yapacağı bir denetimden ben çekinmem. Gizli olan bir şey de denetlenebilir ama güvenlik gerekçesi varsa kamuoyuna açıklanmayabilir” dedi.
Özersay, doğal gaz konusunda başka şirketlerle görüşmeler yapmak gerektiği yönündeki sözleriyle ilgili soruya karşılık da, Kıbrıs Rum tarafının attığı adımlara paralel adımlar atmak ve Kıbrıs Türk tarafının uluslararası alanda görünür kılınması gerektiğini söyledi.
Gazedda Kıbrıs