“Cumhurbaşkanının görev tanımı değişmiştir, uluslararası alanda ortaya koyulacak vizyon belirleyici olacaktır”
Bağımsız cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, Cumhurbaşkanının görev tanımının uluslararası ilişkiler anlamında artık değiştiğini söyledi. Gündeme ilişkin açıklamalar yapan Özersay, Kıbrıs meselesiyle ilgili görüş ortaya koymanın haricinde Cumhurbaşkanının Doğu Akdeniz’de yaşanan doğal kaynaklar meselesiyle ilgili olarak bir vizyon ortaya koyması, bu konuda çok yönlü ve proaktif bir politika izlemesi gerektiğinin altını çizdi. Özersay şöyle devam etti: “Kıbrıs Türk halkının kapsamlı bir çözümden önce de doğu Akdeniz bölgesinde oyun kurucu bir aktör haline gelebilmesini sağlamamız gerekir. Doğal kaynaklardan hakkını almasını sağlamamız gerekir. Sadece bir devletle yani Rum tarafıyla görüşerek değil; Türkiye Cumhuriyeti’yle de diğer devletlerle de uluslararası örgütlerle de petrol ve doğalgaz şirketleriyle de görüşecek, sürekli hareket halinde olacak bir cumhurbaşkanına ihtiyacımız olduğu kanaatindeyim. Bu müzakere sürecinden ayrı bir misyondur. Doğu Akdeniz bölgesinde enerji dışında savunma ve güvenlikle ilgili de gelişmeler yaşanıyor. Dünyanın büyük aktörleri başta Amerika olmak üzere, Rusya ve Çin’i bölgeden çıkarmak ve etkilerini azaltmak için bazı adımlar atıyor. Fransa bölgeye hızlı bir giriş yapmaya çalışıyor. Bu açılardan bakıldığından cumhurbaşkanının yeni misyonlardan birisi de Doğu Akdeniz’de sadece 1060’larda tasarlanmış olan garanti sistemiyle değil, onun ötesinde Türkiye’yle yeni değişen savunma ve güvenlik ittifakını tamamlaması ve burada da hareket halinde olması gerekiyor.”
“Brexit süreci üretimde yeniden yapılanma için bir fırsattır, bir nefes almadır”
Özersay, cumhurbaşkanı düzeyinde doğru girişimler yapılırsa, Türkiye İngiltere’nin olası yeni ticaret ortağı olacağı için Türkiye’nin de gücünden faydalanarak KKTC olarak kendi sertifikalarımızla doğrudan ticarete başlayabileceğimizi belirtti. Özersay açıklamalarına şu sözlerle devam etti: “İngiltere Avrupa Birliği’nden çıkıyor. Bu çıkışla birlikte Kıbrıs Türk halkının önünde özellikle yeni ticari pazarlara ulaşmak anlamında bir fırsat doğuyor. 1974-1994 arası 20 yıl boyunca biz kendi sertifikalarımızla İngiltere’ye doğrudan ticaret yaptık. Narenciye, tekstil, patates sattık. O zamanlarda kamudan insanlar ayrılıp özel sektörde çalışıyorlardı. Üretime dayalı yapıyı uluslararası pazarlar bize kapatıldığı zaman kaybetmeye başladık. 1994’te Avrupa Mahkemesi’nin aldığı kararla kaybetmeye başladık. Oysa şimdi İngiltere AB’den çıkıyor olduğu için 1994 Avrupa Mahkemesi kararı İngiltere açısından bağlayıcı olmayacak. Bu nefes alma anlamına gelir. Üretim yeniden yapılanmaya başlar.”
“Eğitimim ve müzakere deneyimimle bu görevi yapacağıma inançla yola çıktım”
6 yıl önce dile getirdiği Kapalı Maraş’ın Kıbrıs Türk yönetimi altında açılması meselesinin bugün herkes tarafından söylenir olduğuna dikkat çeken Kudret Özersay, “Ortaya koyduğum vizyonun gerçekçi ve gerçekleştirilebilir olduğunu şimdi çok daha net görebiliyorum. Yeni cumhurbaşkanı bunu uluslararası alanda çok iyi anlatacak biri olmalıdır. Bu değişen misyon ve vizyon çerçevesinde özellikle 12 yıllık diplomasi, uluslararası ilişkiler, dış politika ve deniz hukuku eğitimim, 15 yıllık Kıbrıs müzakeresi tecrübem çerçevesinde bu yolu yürümeye bu vizyonu hayata geçirmeye adayım. Uzun yıllar bu işlerin içerisinde yer almış ve hayatını buna adamış biri olarak bu görevi yapabileceğime inandığım için böyle bir yola çıktım” dedi.
“Görüş ortaya koyanla başkasının söylediklerini kopyalayan arasındaki farkı halk görüyor”
Adayların bir kısmının diğerlerinin söylediğini aynen tekrar ederek ortaya koyduğu görüşlerin çok da kendilerine ait olmadığının halk tarafında da fark edildiğini aktaran Özersay, bir vizyonu, bir düşünceyi geliştirip, sonra hayata geçirmekle, bir vizyonun kopyalanmasının aynı olamayacağını belirtti. Kıbrıs Türk halkının tavanda birlik sağlanamadığı için tabanda ulusal birlikteliği sağlayabileceğini düşündüğünü söyleyen Özersay, “Herkes her şeyin farkındadır. Bundan 5 yıl önce söylediğimde kimse buna inanmamıştı. Vatandaşın siyasi partisine göre değil de aslında kimin bizi en iyi temsil edeceği, kimin bizi uluslararası alanda en iyi savunabileceği konusunu vatandaş kendi aklı ve vicdanıyla değerlendirebilir diye düşünüyorum. Partim budur noktasında değil de daha doğru kararı verebileceği ve tabanda birleşebileceği düşüncesindeyim. Yola çıktığımdan beri vizyonumu anlatıp sözün ötesinde ben bunları hayata geçirebilirim mesajı vermeye çalışıyorum. Takdir vatandaşındır” diye konuştu.