“Bir devlete sahip olmanın önemi salgın sürecinde bir kez daha görüldü”
Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, salgın sürecinin bir devlete sahip olmanın ne kadar önemli ve gerekli olduğunu gösterdiğini söyledi. Televizyon programına katılarak gündemi değerlendiren Özersay,
“Kıbrıs Türk kimliğini güçlendirmek için, kalıcı yapmak için devletin varlığı hep çok önemli oldu benim için. Bu süreçte bir şey daha ortaya çıktı. Yurtdışındaki vatandaşların ülkeye dönüşünü sağlamak ve burada krizin yönetilmesi açısından dünyanın en gelişmiş, en zengin, en ileri ülkelerinin yapamadığını, tanınmamış Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti yapıp kendi vatandaşına sahip çıkabildi. Bu da bir devlete sahip olmanın sadece savaş döneminde değil, bu tür kriz dönemlerinde de önemli olduğunu gösterdi. Bu dönemde, sadece toplum liderliği, cumhurbaşkanlığı değil; devletin kurumlarıyla birlikte güçlü olmasının önemli olduğu çok daha fazla hissedildi. Bundan sonraki 5 ya da 10 yıllık sürece bakarken, bir vizyon ortaya koyarken Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin varlığı ve gerekliliği herkes tarafından özümsenmelidir. Önemli bir meseledir” şeklinde konuştu.
“Doğru olan; uluslararası alanda Kıbrıs Türkü’nü ve haklarını en iyi kim savunur sorusunun yanıtına göre seçim yapmaktır”
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin yönlendirilen soruyu yanıtlayan Özersay,
Herkesin kendisine “Uluslararası alanda Kıbrıs Türkü’nü en iyi kim temsil eder, haklarını en iyi kim savunur” sorusunu sorması gerektiğine vurgu yaptı. “Bu sorunun cevabı sizin için neyse o kişiye yönelmeniz gerekir. Bunlar üzerinde konuşursak ülke yararına bir karar verilebileceğine inanıyorum” diyen Özersay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Birileri başka türlü istese de Cumhurbaşkanlığı seçiminde Kıbrıs sorununun çözümü ekseninden ziyade; Doğu Akdeniz Bölgesi’ndeki gelişmeler, doğal zenginliklerin paylaşımı, Birleşik Krallık’ın Avrupa Birliği’nden çıkışıyla birlikte yeni ticaret alanlarının oluşması, salgın gibi konular ertesinde uluslararası alanda uluslararası örgütlerle diyalog kurulması ve bizi kimin temsil edeceği konusu çok daha önemli olacak. Bunları konuşursak daha doğru bir karar verileceğine inanıyorum. Yapabileceğime inandığım için de aday oluyorum.”
“Bu dönemde odaklanılması gereken siyaset değil, salgındır”
Bugünkü şartlar devam ettikçe seçim yapılmasına engel bir durum olmadığına değinen Özersay, özellikle yaz döneminde açık mekanlarda insanlarla bir araya gelip soruların yanıtlanmasının mümkün olabileceğini belirtti.
Erken seçim iddialarıyla ilgili de konuşan Kudret Özersay, “Hükümet hizmet veremez duruma gelirse başka alternatif varsa denenir. Erken seçim bir yorgunluktur, yük getirir. Siyaset yeniden şekillenir. Bizim odaklanmamız gereken bu dönemde aslında siyaset değildir; siyaset ikinci planda olmalıdır. İlk gündem maddesi salgın olmalı. Önemli olan ve vatandaşı ilgilendiren şunlardır; ekonomi, sağlık ve ülkenin yönetilmesiyle ilgili olarak temel bazı ihtiyaçlar. Hükümet bunları yerine getiremediğinde başka alternatif ne olabilir ona bakılmalıdır. Seçimden önce bu yol tercih edilmelidir.”