Bağımsız Cumhurbaşkanı adayı Kudret Özersay, ekibi ile birlikte Kıbrıs Postası’nı ziyaret etti.
Özersay’ı ziyaretinde Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni Rasıh Reşat, Haber Müdürü Canan Onurer, Reklam Müdürü Övgü İnce, Kıbrıs Postası Dijital Yayınlar Müdürü Çağdaş Öğüç ve Kıbrıs Postası Haber Müdürü Yardımcısı Vatan Mehmet karşıladı.
Kudret Özersay, Kıbrıs Postası’na kabul için teşekkür ederek, Kıbrıs Türk siyasi tarihinde farklı bir seçim sürecine girildiğini kaydetti. Özersay, daha önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden farklı olarak, artık sadece iki ana isim üzerinden bir seçim süreci değil de, çok daha farklı bir sürece girildiğini belirtti ve siyasi partilerin rolünün ve ağırlığının eskisi kadar olmadığı bir süreçten geçildiğini ifade etti.
Özersay sözlerine şöyle devam etti:
“Yakın zamanda yapılan seçimlerde toplumun belli başlı değişim sinyalleri verdiği bir süreçten geçiyoruz. Bunun nasıl yansıyacağını göreceğiz. Öngörülebilir bir seçim olmamakla birlikte, bu seçimi kazanabileceğimi düşündüğüm için girdim. Ülkenin içinde bulunduğu durumla birlikte, bu seçimde medyaya çok önemli bir görev düşüyor. Çoğulcu demokratik sistemlerde, seçim öncesi ve sonrasında çok önemli bir rolü var. Bizde de siyaseten önemli bir eşik olan Cumhurbaşkanlığı seçiminde önemli bir misyon yerine getirileceğini düşünüyorum. Halkın adayları tanıması ve anlaması şansını tandığınız oranda, halk çok daha sağlıklı sonuçlara ulaşabilecek. Tarafsızlık ve bağımsız hareket etmenin önemi bir kez daha gündeme geliyor. Geçmişe oranla iç sorunların çözümü yetkileri daha fazla tartışılır durumdadır. Belli başlı görevlerin çok da fazla tartışılmaz bir biçimde tartışılacağını kabul ediyor.”
Bu görev ve yetkilerin yerine getirilmesinin, ülkenin gidişatında önemli olabileceği için bu sürece girdiğini de kaydeden Özersay, vatandaşta bir miktar seçimden ve siyasilerden yorgunluk söz konusu olduğunu ancak ülkenin geleceğini bu kadar yakından ilgilendiren bir konuda iyi bir ortam yaratılabilirse, alınacak kararın faydalı olacağına inandığını kaydetti.
Özersay, genç olmasının avantaj olduğunu ancak, müzakereciler içinde de en tecrübeli kişi olduğunu belirtti.
Özersay, “Cumhurbaşkanlığı makamının nasıl çalışması ile ilgili olarak yine avantajlı olduğumu düşünüyorum. Makamda bulunanların, makamdaki güçlerini istismar etmeleri bir olumsuzluktur” dedi.
Özersay, devlet temsilcisinin bir yere gitmesi durumunda, vatandaşın makama olan saygısından dolayı oraya gittiğini ve elma ile armutun karıştığını belirtti. Oyun yönlenmesi gibi bir potansiyelin her zaman olduğunu da kaydeden Özersay, adaylığı ile ilgili bir olumsuzluk görmediğini kaydetti.
Özersay sözlerine şöyle devam etti:
“Vatandaşa ulaşabildiğimiz oranda kazanma şansımızın artacağına inanıyorum. Başladığımız yerden çok daha ileride olduğumuz kanaatindeyim. Başladığımız noktada kendimizi anlatmamız gerekiyordu, şimdi çok daha fazla kişinin bu konu ile ilgili çok daha bilgili olduğunu düşünüyorum. Bu görevi daha iyi yapabileceğime inandığım için aday oldum.”
Paylaşıma ilişkin olarak ciddi sıkıntılar yaşandığını düşünen Özersay, mevcut statükonun zenginliği paylaşması noktasında başarılı bir yapı olmadığını belirtti. Rum tarafını suçlamanın kolaya kaçmak olduğunu da kaydeden Özersay, mevcut durumunun devamını sağlayanların uluslararası aktörler olduğunu kaydetti.
Özersay, Rum tarafının çözümsüzlük durumunda da, herhangi bir biçimde tek başına sürdürmesini, ama Kıbrıs Türk tarafının da bu çalışmaları yapmasını doğru bulmadığını da kaydeden Özersay, müzakereler ile ilgili bir takvimin oluşturulması gerektiğini ve çıkış yolunun bu olduğunu iddia etti. Özersay, bu takvimin her iki tarafın da belirli bir motivasyonla daha ciddi davranmalarına yardımcı olacağını kaydetti.
Özersay sözlerine şöyle devam etti:
“NAVTEX’i kaldıralım, müzakereler başlasın ama Güney Kıbrıs araştırmasına devam etsin’i doğru bulmam. İkisi paralel gitmemeli diyorsak, bir takvim içerisinde sonuç alıcı bir çözüm bulunması gerekir. Müzakerenin şeklinin dışında ve ötesinde bir sorun var. Bir paylaşım kavgası var. Öyle bir empati yapılabilmesi lazım. Bu şartlar çok yardımcı değil çözümün bulunmasına. Tıkanıklık durumu olması gerekiyor. Şu anda bir tıkanıklık yok ve uluslararası aktörler sıkıntı yaşamıyor. Çözüm için çabalarken, başka şeyler de yapmaya hazırlanmalıyız. Kısır olan bir süreci daha da kısırlaştırırız. Çözüm yönünde bir vizyon ve çaba ortaya koymamız gerekir. Sonuç alıcı bir müzakere yaratmamız gerekir. İki taraf arasında enerji, elektrik, su ve doğalgazda, turizmde işbirliği için öneri yapılması gerekir. Bunları yaparken, kendi kurumlarımıza da çeki düzen vermemiz gerekir. Sabah akşam Kıbrıs meselesini gündeme oturtmamak gerekir. Çözüm sürecine yaklaşıldığında tüm kesimlerin bunu analiz etmesi en yakındır. Süreç yakın değilse, bunu sakız gibi ağza dolamak, toprak üzerinde seçim propagandası yapılmasına sebep oluyor.”
Müzakere masası sonuca doğru gidiyorsa, Maraş’la ilgili bir adım atılmayacağını da kaydeden Özersay, müzakere masası bir yere gitmiyorsa, tek yanlı bir adım atılabileceğini kaydetti.
Özersay, “40 küsur senedir malına dokundurtmadınız kimsenin. Ben diyorum ki, askeri bölge statüsünden çıkartıp, mal sahiplerine mallarını verelim. İnşaat hizmetini de bizden alsın. Kıbrıs Rum liderliği yerine, muhatap olarak Kıbrıs Rum halkını muhatap alıp açılım yaparsın. TMK’ya geleceklerini de söylemiştik kimse inanmamıştı” diyerek Rum halkının buna geleceğine inancının tam olduğunu belirtti.
Özersay sözlerine şöyle son verdi:
“İnsanlar gelir bu harekete. Bizim bu coğrafyada hayatlarımız dondurulmuş durumdadır. Herşey askıdadır. Toplumsal durgunluk yaratan birşeydir. Bunu bir noktada kırmak, olumlu bir şeye neden olabilir. Böyle bir adım, Kıbrıs’ta durağan hale canlılık getirmesiyle, pazarlık konusu olarak gördüğümüz Maraş’ı, bizi ve Türkiye’yi vuran bir koz olmasından çıkarılması anlamında, daha aktif bir parça olarak hayata geçirilebileceğine inanıyorum. İradeyi ortaya koyabilmek lazım.”
Kıbrıs Postası