Bağımsız Cumhurbaşkanı Adayı Kudret Özersay, gezileri kapsamında Güzelyurt halk pazarı, Yeşilırmak bölgesi ve Doğancı Spor Kulübü’nü ziyaret ederek, vatandaşlarla bir araya geldi, vizyonunu anlattı.
Özersay gezilerinde yaptığı konuşmada, devlet içinde yasama, yürütme ve yargının birbirini denetlemesi gerektiğini, ancak uzun bir süredir Cumhurbaşkanlarının zaman zaman “partim zarar görmesin ya da hükümette olan partimi yıpratmayayım” ve benzeri anlayışlarla hükümeti hizmet üretmeye teşvik etmediğini, denetlemediğini ve gerektiğinde de hükümeti kımıldatmak için zorlamadığını öne sürdü.
Özersay, “Göreve gelmem durumunda herhangi bir siyasi parti ile özel bir ilişkim olmadığından hükümette hangi parti olursa olsun adam kayırmacılığa ve partizanlığa göz yummayacağım gibi çalışmayan hükümetleri de rahat bırakmayacağım, zorlayacağım” dedi.
Kudret Özersay, Yeşilırmak ve Güzelyurt bölgesinin ortak sorunlarını dinleyerek, göreve gelmesi durumunda sorunların çözümüne nasıl katkı koyabileceğini ve çözüm önerilerini de anlattı.
Özersay, geçmiş yıllarda gerek normal kamulaştırma gerekse “Zorunlu Mal İktisabı Yasası” altında özellikle Yeşilırmak sınır kapısının açılması için vatandaşın arazilerinin bir kısmının elinden alındığını ve yol yapıldığını ifade ederek, kendisinin de bu sınır kapısının açılması için çaba ortaya koyan birisi olarak bu kadar zaman geçmesine rağmen vatandaşın parasının hala ödenmediğini görmekten büyük üzüntü duyduğunu vurguladı.
Sınıra kadar olan yolun yapıldığını ancak Yeşilırmak içerisinden geçen kısmının yarım bırakılarak vatandaşa adeta “sizi önemsemiyoruz” denildiğini savunan Kudret Özersay, Rum tarafı ya da uluslararası toplum karşısında verilen taahhütlerin yerine getirilmesi için çaba ortaya koyanların, vatandaşın insanca hizmet alması için aynı çabayı göstermediğini savundu.
Özersay, Kıbrıs müzakereleri bağlamında yeni sınır kapısı açılmasını gündemine alıp bu gibi adımları sonuçlandıran bir Cumhurbaşkanlığı makamının, bunun vatandaş açısından olası olumsuz sonuçlarını da düşünmesi gerektiğini belirtti. Özersay, “Cumhurbaşkanlığı görevini almam durumunda vatandaşın devlete olan güvenini yeniden sağlayacak adımlar atması için Bakanlar Kurulu’nu zorlayacağım” dedi.
Kapsamlı çözüm müzakereleri bağlamında toprak ayarlaması çerçevesinde Yeşilırmak’ın durumunu soran ve olası bir kanton bölge ihtimalini gündeme getiren vatandaşların sorusu üzerine ise Özersay, iki kesimliliği sulandıracağını ve idari pek çok sorunun ortaya çıkmasına neden olacağını düşündüğü kanton bölgelere karşı olduğunu, değişen şartlar ve gelişen hayat çerçevesinde bu konuların yeniden ele alınmasının şart olduğunu söyledi.
Özersay, “İki kesimliliği zora sokacak her nevi düzenlemeye karşı çıkarım ama aynı zamanda da bir çıkış yolu mutlaka öneririm. İlerlemek istiyorsak yapıcı olmamamız gerekir ancak herkes de görüyor ki şu anda müzakere masasında bir kapsamlı çözüme çok da yakın bir noktada değiliz, hatta müzakere masası dahi yok” dedi.
Özersay, “Kapsamlı çözüme çok yakın değiliz, ama yüzde birlik bir ihtimal dahi olsa çözüm için çalışmaya, yaratıcı fikirlerle yapıcı bir uğraş ortaya koymaya değer diye düşünüyorum” görüşünü de dile getirdi.
Yeşilırmak’tan sonra Doğancı Spor Kulübü’nü ziyaret eden Özersay, vatandaşlarla bir araya gelerek vizyonunu, neden aday olduğunu ve sorunlar konusundaki çözüm önerilerini anlattı.
Özersay, şunları kaydetti:
“Cumhurbaşkanlığı görevine gelmem durumunda kendimizin geliştireceği birisinin direktif vermediği, aktif yapıcı bir diplomasi yaptığımız müzakere süreci öngörüyorum. Sizlere çözümü vaat etmiyorum, eğer edenler varsa bilin ki popülizm yapıyor. Ama Kıbrıs Türk tarafının çözüm yönünde bir irade ortaya koymasını vaat edebilirim. Bir taraftan Kıbrıs müzakerelerini çok iyi şekilde yürütürken, diğer taraftan da memleketin içerisindeki yozlaşmaya, yolsuzluğa, adam kayırmacılığa son verebilecek, irade ortaya koyabilecek, içerideki sorunlarda bir duruş ortaya koyabilecek olan gerçek anlamda tarafsız bir cumhurbaşkanı olabilirim, topluma taahhüdüm bu yöndedir. Kıbrıs Türkü’nün dışarıdaki temsiliyeti müzakerelerden ibaret olmamalıdır. Kıbrıslı Türklerin müzakerelerin dışında bir hayatı olması gerekir.”
Star Kıbrıs